Yaz aylarının gelmesiyle birlikte Türkiye'nin dört bir yanında yeniden orman yangını alarmı çalmaya başladı. Binlerce hektarlık yeşil alan, alevlere teslim olurken, yangınların bir kısmının sabotaj şüphesi taşıması büyük tepki topluyor. Özellikle turizm bölgelerinde çıkan yangınların eş zamanlı olması, sabotaj ihtimalini güçlendiriyor.
Uzmanlar, kasıtlı olarak çıkarılan orman yangınlarının yalnızca doğaya değil, milli güvenliğe ve toplumsal bütünlüğe de ağır zarar verdiğini belirtiyor. On binlerce canlının yaşam alanı yok olurken, milyonlarca vatandaşın geleceği de tehdit altına giriyor.
Vatandaşlar sosyal medya üzerinden büyük bir öfkeyle tepki gösteriyor: "Bir ağacı yakan, bir ülkeyi yakmaya çalışıyor demektir. Bu tür eylemler sadece çevre suçu değil, doğrudan vatana ihanettir."
Sabotajcılara En Ağır Ceza Şart
Yetkililere seslenen çevre örgütleri ve hukukçular, ormanlara sabotaj yapanların "vatana ihanet" suçu kapsamında yargılanması gerektiğini vurguluyor. Çünkü bu suçlar, yalnızca doğaya değil, stratejik kaynaklara, ekonomik yapıya ve halkın ortak geleceğine yönelik bir saldırı anlamı taşıyor.
Yeni Yasa Çağrısı
Toplumun büyük kesimi, sabotajla çıkarılan orman yangınlarının mevcut ceza yasalarıyla yargılanmasının yetersiz kaldığını ifade ediyor. Kamuoyunda her geçen gün artan beklenti, Meclis'e açık bir çağrıya dönüşüyor: "Orman sabotajı vatana ihanet sayılmalı, en ağır şekilde cezalandırılmalıdır."
Ağaçların dili yok ama sessiz feryatları gökyüzünü kaplıyor. Bu ülkenin toprağına, havasına, ormanına kastedenler; milletin vicdanında çoktan mahkûm oldu. Şimdi sıra adalette.
0 Yorumlar